English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | be mistaken v. | yanılmak | ||
Tom and Mary were mistaken. Tom ve Mary yanılıyorlardı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | be mistaken v. | yanılmak | ||
I think Tom is mistaken. Bence Tom yanılıyor. More Sentences |
||||
General | be mistaken v. | hataya düşmek | ||
General | be mistaken v. | aldanmak | ||
General | be mistaken v. | yanlışı olmak | ||
General | be mistaken v. | yanılgıya düşmek | ||
General | be mistaken v. | yanılgı içine düşmek |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be mistaken about v. | hakkında yanılmak | ||
You are mistaken about that. Onun hakkında yanılıyorsun. More Sentences |